Hoşgeldiniz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


HOŞGELDİNİZ
 
AnasayfaKapıAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
En son konular
» 1.Sezon 13.Bölüm TR DUBLAJ
Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı EmptyPtsi Haz. 14, 2010 6:30 pm tarafından Admin

» 1.Sezon 12.Bölüm TR DUBLAJ
Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı EmptyPtsi Haz. 14, 2010 6:29 pm tarafından Admin

» 1.Sezon 10. ve 11. Bölüm TR DUBLAJ
Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı EmptyPtsi Haz. 14, 2010 6:27 pm tarafından Admin

» 1.Sezon 9.Bölüm TR DUBLAJ
Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı EmptyPtsi Haz. 14, 2010 6:24 pm tarafından Admin

» 1.Sezon 8.Bölüm TR DUBLAJ
Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı EmptyPtsi Haz. 14, 2010 6:21 pm tarafından Admin

» 1.Sezon 7.Bölüm TR DUBLAJ
Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı EmptyPtsi Haz. 14, 2010 6:21 pm tarafından Admin

» 1.Sezon 6.Bölüm TR DUBLAJ
Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı EmptyPtsi Haz. 14, 2010 6:19 pm tarafından Admin

» 1.Sezon 5.Bölüm TR DUBLAJ
Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı EmptyPtsi Haz. 14, 2010 6:19 pm tarafından Admin

» 1.Sezon 4.Bölüm TR DUBLAJ
Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı EmptyPtsi Haz. 14, 2010 6:17 pm tarafından Admin

En iyi yollayıcılar
OnuRBeRK
Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_vote_lcapAkraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_voting_barAkraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_vote_rcap 
Admin
Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_vote_lcapAkraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_voting_barAkraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_vote_rcap 
ßuSRa
Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_vote_lcapAkraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_voting_barAkraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_vote_rcap 
asram
Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_vote_lcapAkraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_voting_barAkraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_vote_rcap 
asii25
Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_vote_lcapAkraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_voting_barAkraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_vote_rcap 
__KiLLiNg__
Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_vote_lcapAkraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_voting_barAkraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_vote_rcap 
zeynep20
Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_vote_lcapAkraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_voting_barAkraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_vote_rcap 
dLss
Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_vote_lcapAkraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_voting_barAkraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_vote_rcap 
by_pesimist
Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_vote_lcapAkraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_voting_barAkraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_vote_rcap 
chileqly rocco
Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_vote_lcapAkraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_voting_barAkraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı I_vote_rcap 

Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
asram
asram

Rütbe: Moderatör
Rütbe Kademesi:Moderatör
Üyelik tarihi:28/09/08
Mesajlar:1370
Nerden: Şehr-i Hüzün !
MesajKonu: Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı EmptyPaz Ocak 25, 2009 1:08 pm

AKRABA EVLİLİKLERİNİN SAKINCALARI VE SONUÇLARI

1- Konu
Akraba evliliği, aslında, kökleri tarihte olan olgu olduğu için
kültürel hayattaki görünümleri dilde, edebiyatta, halk biliminde
oldukça yaygındır. Akraba evliliği, tıp bilimlerindeki çalışmaların
ilerlemesiyle birlikte, toplumun gündeminde daha çok ilgilenilen bir
konudur. Beşerî bilimlerin konuları, yapıları nedeniyle, diğer
bilimlerin ve teknolojilerin konularıyla ortak alanlar
oluşturabilmekte, yeni disiplinler ortaya çıkmaktadır. Akraba evliliği
bağlamında da durum böyle bir görünüm sergilemekte, tıp sosyolojisi,
tıp antropolojisi gibi alanlar şekillenmektedir. Tıp bilimleri, akraba
evliliğinin sakıncalarına deyinse de, Türkiye’de ve diğer bazı
kültürlerde akraba evliliğinin uzunca bir süre daha geçerli olacağını
hesaba katmak gerekir.

Akraba evliliği doğrudan “akraba”, “aile” olguları ile ilgilidir,
bu konulardaki tanımlar, yaklaşım biçimleri dil dünyası zenginliği ile
bilimsel akıl yürütmelere ve açıklamalara olanak vermektir. Bu yazıda
akraba evliliği ile ilgili belli başlı kavramlara, tıp sosyolojisi için
çağrıştırdıklarına deyinilecek ve okuyucu için küçük bir kaynakça
verilecektir.


2- Kavramlar
2.1- Akraba
Türk kültürüne akraba sözcüğü Arapça karîb (tür. yakın)
sözcüğünün çoğul şekli olan akribâ'dan gelmektedir. Türkçe ses
uyumundan dolayı akraba şeklini almıştır. Arapça' da kurb sözü yakınlık
anlamına gelmektedir. Türk kültürü içinde kullanılarak bir kavram
haline gelen akraba sözcüğü, aynı zamanda antropoloji, sosyoloji,
etnoloji gibi disiplinlerin önem verdiği konu olmuştur. Akraba kelimesi
genel olarak, “kan ve evlilik yoluyla birbirine bağlı olan kimseler,
hısım” olarak tanımlanmaktadır. Ancak hısım kavramına ayrıca deyinmek
gerekir.

Akrabadan başka Arapça'dan Türkçe'ye geçen ve oldukça fazla
kullanılan diğer bir kavram da hısımdır. Hısımlık, yakınlık, evlilik
bağı ile olan yakınlık, soydaşlık, aralarında yakınlık bulunan kimseler
anlamındadır Anadolu'nun bazı bölgelerinde akraba ve hısım aynı anlamda
kullanılsa bile kan bağı olanlara akraba; aralarında kan bağı
olmayanların evlilikleriyle oluşan, evlenen çocukların yakınlarına
hısım dendiği bilinmektedir. Bazı akraba evliliklerinden dolayı
taraflar biri birilerine "hem hısımız, hem akrabayız" demektedir. Bu
ayrım evlilik öncesi ve sonrasında ailelerin birbirlerine göre
konumlarına işaret eden ayırımdır.

Türkçe'nin erken dönemlerinde bu kavramı yakın, yağuk sözcükleri
karşılamış görünmektedir. Aynı zamanda yakın; akraba için, zaman için
ve yer için kullanılmaktadır. “Yekke yakın kelse / biligke yakın / özke
yakın” bunlara birkaç örnek olarak verilmektedir. (Clauson, 1972).
Yakınlık da bu sözden türemiştir. Türkçede başka kavram ve terimler de
kullanılmıştır: bunlardan soy ve sop sözcüklerini içeren bir kavram
olarak oguş aile ve akrabalığa işaret etmektedir. Türkçenin erken
dönemlerini dikkate alan birinci el sözlüklerde (Kaşgarlı Mahmud,
Divan'ü Lügat'it Türk) ve Türkçe etimoloji çalışanlarda (J. Nemeth,
A.V. Gabain, A. Caferoğlu, G. Clauson) oymak (Moğolca ayimak ve urug da
hatırlanabilir) kabile, boy, soy, akraba, nesil, aile olarak
karşılanmaktadır.5

Batı dillerinde akraba karşılığı kullanılan kavramlardan birisi
olan relative (ing)/ relatif (fr) kavramı bu dillere Geç Dönem
Latince'deki relatus/relativus sözcüğünden geçmiş. Bir yere, bir şeye
dayanmak anlamındadır. Yakınlık, ilişki anlamında da kullanılan
relation (ing) da örneğin Orta dönem İngilizce ve Fransızca'ya
Latince'den relatio'dan gelmektedir.

İngilizce'de kullanılan ve köken olarak Orta Dönem İngilizce'ye
(kin / kiu / kuu) ve Anglo-Saksonca'ya (cyuu / cyu / kin / kind)
dayanan kin sözcüğü de aile, akraba, halk, doğumla veya evlilikle
birbirine bağlı olanlar anlamındadır. Yakın ve akraba kavramları
gündelik hayatta oldukça geniş bir kullanım alanına sahiptir. Uzaktan
akraba, yakın akraba, akrabayı talukat, yakınım, soyum-sopum,
amcam-dayıcam gibi belirlemelerin hepsi geniş anlamda sosyolojik ve
antropolojik birliğe işaret etmektedir. Akraba kavramının incelenmesi
sosyal bilimlerin tümü için önemli bir araştırma konusu olmuş, bu
kavramın farklı kültürlerde tarif edici ve tasnif edici özelliklerinden
hareket ile aile ve evlilik olgularına/kurumlarına çeşitli yaklaşımlar
sağlanmıştır.


2.2- Akraba Evliliği
Akraba kavramının bu geniş kullanımı yanında genetik biliminde
(consanguineous marriage) ve kültür bilimlerinde kullanılan akraba
evliliği (kin marriage (ing)/ Verwandtenheire (alm)/ kavramı da vardır
ki bu özel bir kullanımdır. Gündelik dilde kullanılan "akrabadan
evlenmek" durumu her koşulda kültür bilimleri ve genetik bilimleri
açısından "akraba evliliği" sayılmamaktadır. Bilimsel anlamda ve bu
çalışmada kullanılan anlamıyla akraba evliliği / consanguineous
marriage (ing):" Çeşitli evlilik bağlarıyla akraba olan kimselerin;
özellikle yeğenlerin (kardeş çocuklarının) birbirleri arasındaki
evlilik..." (yakın akraba evliliği veya birinci dereceden akraba
evliliği kastedilmektedir. Bu tanımına kardeş torunlarının evlilikleri
uzak akraba evliliği veya ikinci derece akraba evliliği de eklenince
tanım birinci ve ikinci dereceden akrabaların evliliklerini
kapsamaktadır.

Akraba evliliği kavramının yukarıda belirtilen sınıflamasından
başka bir de paralel yeğen evliliği (parallel-cousin marriage) ve
çapraz yeğen evliliği (cross-cousin marriage) sınıflaması vardır. Amca
kızı-Amca oğlu ve Teyze Oğlu-Teyze Kızı arasındaki evlilikler paralel,
Dayı Oğlu-Hala Kızı ve Hala Oğlu-Dayı Kızı arasındaki evlilikler çapraz
yeğen evlilikleridir.

Akraba evliliği kavramının batı dillerindeki bilimsel karşılığı
olan consanguineous sözcüğü, Latince kan anlamına gelen sanguis ve
ortak anlamına gelen con sözcüklerinden yapılmıştır. Bu kavramsal
belirlemenin, örneğin İngilizce'deki akraba, halk birliği, aile
anlamına gelen “kin” sözcüğü ile değil de doğrudan kana dayanan bir
sözcükle karşılanması bu kültürlerde de akraba kavramının geniş
anlamından kaynaklanmaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
asram
asram

Rütbe: Moderatör
Rütbe Kademesi:Moderatör
Üyelik tarihi:28/09/08
Mesajlar:1370
Nerden: Şehr-i Hüzün !
MesajKonu: Geri: Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı EmptyPaz Ocak 25, 2009 1:08 pm

2.3- Aile
Akrabalık ile yakından ilgili iki kavram olarak evlilik ve aile
kavramlarına veya olgularına bu çalışmada fazlaca deyinilmeyecektir.
Bazı kuramcılara göre evlilik ve aile kurumları, daha geniş olan
akrabalık sisteminin birer parçası ve görüntüsüdürler. Sistemin
anahtarı, akrabalık sözcüklerinde saklıdır. Akrabalık sözcüklerini bir
yana bırakarak evlilik ve aileyi incelemek, olanak dışı değilse de
zordur. Buna karşılık akrabalık sistemi, çözümlenince, evlilik ve aile
sistemleri çok kolaylıkla açıklanabilmektedir.

Aile ile ilgili tanımlarda ön plâna çıkan belli başlı unsurlar;
cinsel ilişki; bu ilişkinin biyolojik, sosyolojik, dinî, hukukî/kanunî
/meşruiyeti; bu ilişkiden doğan ve geçen kan bağı ile bağlı kuşaklar;
bu kuşaklar ve aile üyeleri arasındaki toplumsal ilişkilerde süreklilik
ve bunun gereği olan toplumsallaşma ve meşrulaştırma süreçleri. Bunlara
ek olarak ailenin kurulmasına öncülük eden ve ailenin sürekliliği
sırasında etkili olan evlilik süreçleri de aile kavramının tanımında
dikkate alınmalıdır.

“Bu bağlamda aile tanımları yapılırken aileyi oluşturan temel
unsurlar dikkate alınmıştır. Aile, kuşak ilişkilerine göre ana, baba ve
çocuktan meydana gelen bir gruptur (Winch, 1965). Eşlerin cinsel
ilişkisine dayalı, çocuk sahibi olma ve bu çocukları yetiştirme
özellikleri gösteren bir gruptur (MacIver-Page, 1965). Aile en az iki
neslin bir arada bulunduğu, kan bağı ile karakterize edilen küçük bir
sosyal örgüttür (Sumner-Keller, 1966). Aile ana, baba, çocuklar ve
tarafların kan akrabalarından (aile biçiminin gereğine göre) meydana
gelmiş ekonomik ve toplumsal bir birliktir”.

“Güvenç (1972) toplumun evrimini ailenin evrimine bağlayan evrim
teorilerinin bugün geçerliliğini tümüyle yitirmiş olduğunu, akrabalık
sistemlerinin modern toplumlar içerisindeki yeri ve önemi üzerinde
yapılmış sosyolojik araştırmaların, belki de bu teorinin tersinin daha
da doğru olabileceğini gösterdiğini belirtir. Buradan giderek ailenin
topluma değil, toplumun aileye ve akrabalık sistemlerine biçim verdiği
söylenebilir. Yine aynı şekilde toplum akraba evliliklerinin de yapılıp
yapılmamasında etkilidir”.




3- Akraba Evliliği İle Kurulan Aile
Akraba evliliği yoluyla kurulan aile olgusunun birincil
belirleyicisi eşler ve onların ataları arasında kan bağının olmasıdır
(kardeş çocukları, kardeş torunları). Sosyolojik ve antropolojik yönden
“akrabadan evlenmek” gündelik dil kullanımında geniş aile olgusunu ve
geniş aile tipini hatırlatır durumda olabilmektedir. Bir ölçüye kadar
bazı yörelerde devam eden, boy, sülale, aşiret ve kabileye bağlığı da
çağrıştırmaktadır. Akrabadan evlenenlerin kardeş çocuğu ve kardeş
torunu olanları dışındaki uzaktan akrabalar birinci ve ikinci dereceden
“akraba evliliği” kapsamına girse de bunlar arasında kan bağının olması
önemlidir. Eski zamanlardan beri oldukça işlevsel olan atalar ruhu,
grup dayanışması, aileler birliği gibi dinî, tarihî, mitolojik ve
beşerî fenomenlerin kendini sürekli kıldığı önemli kültür dinamikleri
hem işlevselliklerinden hem de psikolojik etkilerinden dolayı yaşaya
gelmektedir. Akraba evliliğinin geleneksel, töresel ve örfî nitelikli
kültürel boyutları da vardır. Ailelerin içlerine yabancı sokmak
istememeleri, akrabalık ruhunun, dayanışmasının dışarıdan birinin
etkisi ile bozulacağı inancı, üretim ve mülkiyet potansiyelinin akraba
dışı insanlar tarafından parçalanmaması, geleneksel otoriteye uyum ve
bu yolla maddî, manevî birikimlerin varlığının ve geleceğinin güvence
altına alınması akraba evliliği olgusunun temel kurumlaşma dayanakları
olarak dikkate alınabilir.


5- Ensest / Fücür
İnsanlık tarihi, aile içi evlenme geleneği olan ensesti/fücürü
önemli ölçüde geride bırakmıştır. Ancak bu çağda bazı kabilelerde
gelenek olarak görülmektedir. Dünya genelinde de hemen hemen hukuken
yasaktır. Bir suç ve sapma davranışı olarak çağcıl (modern) toplumlarda
örneklerine rastlansa da, konunun niteliği bakımından nesnel bilgiye
ulaşılması güçtür.

Akraba evliliğinin tarihîne ilişkin birincil kaynaklar bu
makalenin konusu olarak doğrudan incelenmemiş, Çok kısa olarak ikinci
elden bazı incelemelere itibar edilmiştir. Kabile dışından, aile
dışından evlilik (exogami), aile tarihî açısından önemli bir olgudur.
Ancak, tarihîn bazı dönemlerinde kültürlerin akraba evliliğine imkan
vermiş olması mümkün görünmektedir. Buna ilişkin bilgiler çok net
olmamakla beraber, bazı çalışmalarda, akraba evliliğinin bugün için
hemen hemen resmen uygulanmayan şekli olan ensest/fücür örneklerine
deyinilmektedir. Özellikle, Eski Mısır’da Firavun sülalelerinde görülen
baba-kız, anne-oğul, kız kardeş-erkek kardeş evlilikleri dikkat çekici
örneklerdir.15 Böyle bir ensest evliliğin nedeni olarak, hanedana
dışarıdan girecek kimselerin saltanatı yıkmasını önlemek
gösterilmektedir. Bugünkü Peru’nun eski sakinleri olan İnkaların da
akraba evliliği yaptığına deyinilmektedir. Eski dönemlerdeki bütün
kültürleri kapsayacak genel bir yargıda bulunmak mümkün değildir. Çünkü
bugün için birbiriyle çelişir görünen farklı bilgilere rastlanmaktadır.

"Akraba evlilikleri, tarihîn çok eski devirlerinden beri yapıla
gelmektedir ve bu tip evlilikler için toplumların çok değişik değer
yargıları vardır. Etnografik araştırmalar hısımlıkla ilgili evlenme
engelleri konusunda ilginç verileri kapsamaktadır. Totem sisteminde
akrabalıkları pek uzak olsa bile bir erkeğin annesinin totemine mensup
kadınlarla evlenmesi yasak olduğu halde, Meksika'nın Sierra Madre
bölgesinde baba kız evlenmeleri oldukça sık ve büyük çoğunlukla
ekonomik nedenlerle yapılmakta idi. Aynı kabileden bir kızla evlenmeyi
büyük bir dehşetle karşılayan Khondlar tehlikeyi önlemek için kız
çocuklarını öldürürlerdi. Veddahlar ise erkeğin ablasıyla evlenmesini
suç saydıkları halde, kendisinden küçük kız kardeşi ile evlenmesini hoş
görürlerdi. Güney Avustralya kabilelerinde bir erkeğin annesi, kız
kardeşi, birinci ve ikinci dereceden kuzenleri ile cinsel ilişkisi
yasak olduğu halde, Java'daki Kalonglar arasında ana-oğul
evlenmelerinin uğur getirdiğine inanılırdı. Bali'nin soylu ailelerinde
ise farklı cinsten ikiz kardeşlerin ana rahminde birleştiği
sanıldığından, evlenmeleri mümkündü. Doğu Afrika'daki Teita ahalisi de
kendi anne ve kız kardeşleri ile tamamen ekonomik nedenlerle
evleniyorlardı. Eski Mısır ve İnkalarda soyun asaletinin devamı için
kardeş-kardeş evlilikleri sık yapılırdı. Mısır'da bu o derece
abartılmıştı ki prenseslerin asil kanı tahtın varislerinden başkalarına
geçirmeleri kesinlikle yasaktı. II.Ramses'in kendi kızı ile evlendiğini
gösteren kanıtlar vardır. Tarihîn zekası ile tanıdığı Kleopatra da bir
baba-kız evlenmesinden doğmuştu."

Semavî dinlerin ortaya çıkması ve yaygınlaşmasıyla ensest/ fücür
evlilik ayetler ile (Tevrat: Leviler Suresi ve Kuran: Nisa Suresi)
yasaklanmıştır. Ancak akraba evliliğine ilişkin bir yasak yoktur.
“Çeşitli dinlerde akraba evlilikleri ile ilgili kurallar getirilmiştir.
Çağcıl devletlerin medenî hukuklarını geniş ölçüde etkilemiş bulunan
iki büyük din Müslümanlık ve Hıristiyanlık, evlenme engelleri arasında
yakın hısımlığa büyük önem verirler. Ortodoks Kilisesi hukuku prensip
olarak yedinci dereceye kadar kan hısımları arasında evlenmeye izin
vermez. Katoliklerde ikinci derece kuzen evlilikleri özel bir izne
bağlıdır.”


6- Akraba Evliliğinin Tarihî Görünümlerinden Bazı Örnekler
Bu yazının içeriği, semavî olmayan dinlere mensup kültürlerin
erken dönemlerinde akraba evliliğinin olup olmadığına ilişkin bir
yargıda bulunacak verilere sahip değildir. Ancak Japon Medenî
Yasası'nın akraba evliliğini yasaklaması, daha önceleri bu tür
evliliklerin olduğuna ve bazı sakıncalarının görüldüğüne işaret etmesi
bakımından anlamlıdır.

İbn Haldun’un toplumsal tarih niteliğindeki Mukaddime adlı
eserinde el-asabiye bağı önemle vurgulanmaktadır. Bu kavramın akraba
evliliğini kapsaması normaldir. İbn Haldun kent hayatının (umran)
ilerleyen dönemlerinde “el-asabiye”nin dayanışma ruhunun zayıfladığını
ve uygarlıkların çöktüğünü belirtmektedir. İslâm düşünürü olarak, onun
kültür çevresi 14-15. yüzyıl Endülüs ve Kuzey Afrika’dır. Ancak
belirlemeleri bakımından dünya genelinde beşerî bilimler açısından
kabul gören bir ünü vardır. Konu geçmiş ile bugünü bağlayacak daha
ayrıntılı çalışmalara muhtaçtır. Güncel verilerde Arap kültüründe
akraba evliliğinin yüksek olduğu bilinmektedir. Bu konuyla ilgili
olarak Hz Muhammed’in amcasının oğlu Hz.Ali ile kızı Hz. Fâtmâ’nın
akraba evliliği yapmış olmalarının bir sünnet-i seniyye teşkil edip
etmediği de dikkate değer bir yön olarak akılda tutulmalıdır.

Türk kültürünün İslâm öncesi döneminin akraba evliliği açısından
farklı coğrafyalarda ve farklı kültür ortamları ile etkileşimde nasıl
bir durum gösterdiğinin ayrıntılı olarak tespit edilmesi başlı başına
bir konudur. Türk kültür tarihi ile ilgili çalışmalarda bir kabile ve
boy anlayışının geçerli olduğu bilinmektedir. Örneğin kavimden devlete
geçişte İbn Haldun’un ifadesiyle “el-asabiye” benzer bir duygusunun
önemini inkar etmek mümkün değildir. Kut (kutsallık), küç (yönetim
gücü) ve ülük (toplumsal düzeyde üretim ve paylaşım süreçleri) Türk
tarihinin toplumsal yapı ve yönetim anlayışının belli başlı
göstergeleri olarak belirtilmektedir. Uruk /boy/ güçlü olmalıdır. Ancak
akraba evliliğinin bugünkü anlamda geçerli olup olmadığının ortaya
konulması başlı başına bir çalışma olarak düşünülmelidir. Mete Han’ın
amcasının kızıyla evlenmesi bir örnek olarak verilebilir.

İslâmiyet öncesi Türk tarihinin genel olarak Arap kültür
çevresinden farklılıklar gösterdiği bazı kaynaklarda belirtilmektedir.
Ancak İslâmiyet’in kabulüyle bu iki kültür çevresi önemli düzeyde bir
etkileşime girmiş, hemen hemen Türk tarihinin İslâmî dönemi inceleme ve
araştırmalarda ön koşuna çıkmıştır. İslâmiyet’in kabulünden sonra da
geniş bir coğrafyada akraba evliliğinin incelenmesi ilgilenilmeye değer
bir konu olmalıdır. Türk Dünyası’nın yayıldığı geniş coğrafyadaki
kültürel etkileşimlerin ve uzun yıllarını egemenliği altında geçirdiği
yönetim, ideoloji ve dünya görüşünün akraba evliliği yapma anlayışını
nasıl etkilediği konusu da dikkate değerdir. Hem Türk coğrafyasında hem
İslâm coğrafyasında bugün kendinî gösteren akraba evliliği olgusunun
değişik çalışmalar ile ayrıntılı bir incelemeye tabi tutulması dünya
genelinde bu konunun anlaşılmasında önemli bir yer edecektir.

Güncel araştırma verileri, özellikle Anadolu’da, dikkate değer
oranda akraba evliliğine işaret etmektedir. İlk bakışta Doğu Anadolu ve
Güney Doğu Anadolu bölgelerindeki evlilik oranının yüksekliği,
kentleşme, eğitim ve refah düzeyinin düşük olması ile açıklanabilse de
Anadolu’nun geneliyle karşılaştırıldığında bu oran yüksekliğinin daha
çok kültürel nedenli olduğu izlenimi doğmaktadır. Anadolu Türk
kültürünün İslâm öncesi döneminin akraba evliliği açısından farklı
coğrafyalarda ve farklı kültür ortamları ile etkileşimde nasıl bir
durum gösterdiğinin ayrıntılı olarak tespit edilmesi başlı başına bir
konudur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
asram
asram

Rütbe: Moderatör
Rütbe Kademesi:Moderatör
Üyelik tarihi:28/09/08
Mesajlar:1370
Nerden: Şehr-i Hüzün !
MesajKonu: Geri: Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı EmptyPaz Ocak 25, 2009 1:09 pm

7- Günümüz Toplumlarında Akraba Evliliğine İlişkin Notlar
Akraba evliliği ana ve baba yönünde iki ana gelişme şekli
göstermektedir. Ancak yaygın olarak baba soyu gelişmesi (amca oğlu-amca
kızı ve amca oğlu-hala kızı) etkilidir. Kentleşmenin gittikçe artması
ana yönünde gelişen akraba evliliği örneği verebilmektedir.

“Akraba evliliğinin en fazla rastlanan biçimi olan amca kızı-amca
oğlu evliliğine ilişkin olarak araştırma sonuçlarına dayalı farklı
görüşler bulunmaktadır. Barth (1954) amca kızı evliliğinin, soy sop
dayanışmasını (solidarity) sağlayıcı bir rol oynamakta olduğu
görüşündedir. Rosenfeld (1958) amca kızı evliliğinin mal-mülkün
akrabalık grubu içinde kalmasını sağladığını savunmaktadır. Murphy ve
Kasdan (1959)'a göre amca kızı evliliği baba soyunun doğal bölünme
sürecinin engellemektedir. Patai (1959)'ye göre amca kızı evliliği baba
yanı mirası kendi içinde muhafaza etmekte,savunma gücünü
kuvvetlendirmekte,hane halkı yapısının kararlılığını(stability)
sağlamakta ve eşlerin statülerinin eşitliğini pekiştirmektedir. Yine
Cuisenier (1962) için amca kızı evliliği eş seçimindeki seçenekler
dizisinde alternatiflerle simgelenen yapının en önemli ifadesidir.
Khuri (1970) amca kızı evliliğinin uyumlu aile ilişkilerine katkıda
bulunduğunu belirtmektedir. Hilal (1970)'e göre amca kızı evliliği
içinde kadın eş olarak güvence (namus açısından) altındadır. Pastner'e
(1979) göre de evlilik örüntüleri ile üretim tarzı ve siyasi yol
arasındaki ilişki iki farklı evlilik stratejisini ortaya çıkarır.
Bunlardan birincisi siyasi görevlerin ve toprak sahipliğinin yararına
olan evlilik yatırımı baba yanındaki akrabaların dağılımını
engellemektedir. İkincisinde de akrabalık organizasyonunda iki
yandaşlığı ve kardeş birliğinin önemini yansıtmaktadır.

Batı toplumlarında akraba evliliğinin bisikletin ve otomobilin
icadıyla azaldığı belirtilirken, akraba evliliğinin azalmasında en
önemli etken kent nüfusunun ister istemez ortaya koyduğu tesadüfi nüfus
yapısıdır. Sanayi toplumunun ve buna bağlı olarak kentleşmenin değişik
bölgelerden insanları bir araya getirmesi akraba evliliklerinin
azalmasına neden olarak gösterilmektedir. Örneğin ABD’nin karışık ve
hareket halindeki halkı on binde sekiz (0.008) kardeş çocuğu evliliği
ile yeni akıma iyi bir örnektir. Bu tür evliliklere Utah eyaletinde
1870’te %1, 1890’da %0.25, 1910’da %0.1 oranında rastlanmaktaydı.
Günümüzde ise yok gibidir. Fransa’da Loire-et-Cher’de bu oranlar
1918’de %6, 1932’de %3 ve 1952’de %1 idi.26 Anthony Smith bazı
ülkelerde kardeş çocuğu ile evlenme oranlarını şöyle vermektedir:

İspanya
% 4.6
Japonya (Nagasaki)
% 5.0
Japonya (Tarımsal Bölge)
% 7.0
İsviçre (Alp Köyleri)
% 11.0
Hindistan (Bombay’da Parsi Etnik Grubunda)
% 12.0
Brezilya (Köyleri)
% 19.5
Fiji Adaları
% 29.7
Yukarıdaki tablodan anlaşıldığı kadarıyla, akraba evliliği oranları köylerden kente, doğudan batıya geldikçe azalmaktadır.

8- Türkiye’de Akraba Evliliği Hakkında Bazı Belirlemeler
Akraba evliliklerinin oranı endüstrileşmiş Batı toplumlarında çok
düşük olmasına rağmen, Türkiye akraba evliliğinin yüksek olduğu ülkeler
(bazı Asya ülkeleri ve İslâm ülkeleri) arasındadır. Tercihli amca kızı
evliliği Orta-Doğu ülkeleri ile birlikte Türkiye’de de görülmektedir.
Türkiye’de akraba evliliklerinde başı kardeş çocukları evliliği
çekmektedir.

Türkiye'de akraba evliliklerine ilişkin ülke çapındaki veriler,
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından 1968'den bu
yana beş yıllık aralarla düzenli olarak yapılan demografik
araştırmalardan elde edilmektedir. 1968 Türkiye'de Aile Yapısı ve Nüfus
Sorunları Araştırması sonuçlarına göre Türkiye’de evli çiftlerin
yaklaşık olarak üçte birinin (%29) birbirleriyle yakın akraba oldukları
görülmektedir.

Atalay’ın (1981) çalışmasında geniş ailede akraba evlilikleri
oranı yadsınmayacak kadar yüksektir. Çekirdek ailelerde evli çiftlerin
yüzde 17’si birbirleriyle akraba iken, geniş ailede bu oran yüzde 83’e
çıkmaktadır. Kocası amcasının oğlu olanların yüzde 79.6’sı, kocası
dayısının, halasının, teyzesinin oğlu olanların yüzde 84.6’sı geniş
ailede yaşamaktadır. Çekirdek ailede yaşayanlardan ise, kocası
amcasının oğlu olanlar yüzde 20, halasının, dayısının, teyzesinin oğlu
olanlar ise yüzde 15 oranındadır. Birinci derecede yakın kan akrabaları
ile evlenme, geniş ailede yaşayanlarda en fazla görülmesine karşın,
uzak kan akrabaları ile evlenme de en fazla çekirdek ailede
yaşayanlarda görülmektedir. Çekirdek ailelerde kocası ile çeşitli
derecelerde akraba olanların oranı, geniş aileye oranla oldukça
düşüktür. Geniş aile biçiminde akraba evliliği oldukça pekişmiştir.
Geniş ailede akraba evliliklerinin yüksek olması, toprağın miras yolu
ile bölünmesini önlemek veya aynı nedenle birleştirilmesini sağlamak,
ailedeki bütünlüğü korumak, asillik ve rençberlik özelliklerini
pekiştirmek gibi nedenlere bağlanabilir.

Şaylı çeşitli gruplarda yaptığı araştırmalar sonucunda akraba
evliliği sıklığının %24-33 oranları arasında değiştiğini bulmuştur.
Başaran'ın Diyarbakır'da yaptığı çalışmalarda, merkezde %34 oranında
olan akraba evliliği sıklığı, köylerde %40'a çıkmaktadır. Kalyoncu,
Silivri'nin Fener köyünde akraba evliliği sıklığını %1, Rize'nin Maden
köyünde %47 olarak bulmuştur. Ankara Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı
Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde ard arda doğan 10.000 yeni doğanda
yapılan bir çalışmada da akraba evliliği sıklığı %21 olarak bulunmuştur.

Periyodik olarak yapılan nüfus ve sağlık araştırmalarına göre
oldukça hızlı ekonomik, sosyal ve demografik değişmelerin yaşandığı
Türkiye'de akraba evliliğinin yaygınlığı devam etmektedir. Akraba
evliliği hem kadın hem de erkeğin eğitim düzeylerinin yüksek olduğu,
Türkiye'nin gelişmiş yörelerinde yetişen ve bu yörelerde yaşayan ve
kent kökenli gruplar arasında düşük düzeylere inmekte, ancak geri kalan
nüfus gruplarında yaygın bir uygulama olarak varlığını sürdürmektedir.
Türkiye'de doğurgan yaştaki her dört kadından birinin eşiyle akraba
olması, bu kadınların önemli bir bölümünün de başlık parası alınan,
imam nikahı kıyılan, geniş aile içinde yaşayan ve evliliği ailesi
tarafından kararlaştırılan kadınlar olması, Türkiye'de yalnızca akraba
evliliği bakımından değil, evliliğin kuruluşuna ilişkin diğer
özellikler bakımından da gelenekleri sürdüren ve belki de toplumsal
modernleşme ile büyük oranda uyum sorunları yaşayan büyük bir kitlenin
varlığına işaret etmektedir.


Gerek (anadil ile yaklaşık olarak belirlenen) etnik köken,
gerekse bireylerin yetiştiği yörelere göre akraba evliliği oranlarında
önemli farklılıklar bulunması, akraba evliliklerinin nedenleri arasında
yöresel/kültürel geleneklerin önemli bir yer tuttuğuna işaret
etmektedir.

Geleneksel yapı ve toprağa bağımlılık, kan yakını evliliklerin
sayısını arttırmıştır. Eğitim ve yaşam düzeyi yükseldikçe akraba
evliliklerinin sıklığında da azalmalar gözlenmektedir. Sosyo-ekonomik
gelişme, şehirleşme, endüstrileşme ve eğitim düzeyinin yükselmesi ile
ailenin kuruluşundaki birçok gelenekler ortadan kalktıkça akraba
evliliği sıklığında azalmalar görüleceği kuşkusuzdur.


9- Sonuç ve Değerlendirme
Din, mitoloji ve tarih konularında yazılan eserlerden akraba
evliliği olgusunun tarihin erken dönemlerinden beri görüldüğü
anlaşılmaktadır. Akraba evliliğinin sosyolojik/antropolojik nedenleri
vardır. Ensest/fücür de ilginç bir akraba evliliği türü olarak tarihin
farklı dönemlerinde ve çeşitli toplumlarda izlenmiştir. Zamanımızda
hemen hemen dünya genelinde yasaklanmış olan ensest/fücür olgusunun
ortadan kalkmasında semavî dinlerin birinci derecede etkisi olmuştur.
Türk kültürünün uzunu bir tarih dönemden beri içinde olduğu
Müslümanlıkta ve diğer semavî dinlerde akraba evliliği
yasaklanmamıştır. Toplumsal değişme süreçlerinde özellikle kentlerin
ortaya çıkması ve ulaşım araçlarının insan hayatına girmesi ile akraba
evliliklerinde bir azalma olmuştur. Bu gün akraba evliliğinin gündemde
olmasındaki önemli neden, bu tür evliliklerde doğan çocukların bazı
genetik rahatsızlıkları taşımalarıyla ortaya çıkan tıbbî bir durumdur.

Bir yanda kültür konuları üzerine yapılan çalışmalar devam
ederken diğer yanda biyoloji, fizyoloji, kimya, genetik gibi temel tıp
bilimlerinde kaydedilen gelişmeler kalıtsal olarak kan bağı
akrabalıklarının evlilikler yoluyla sürmesinin sonuçlarına disiplinler
arası yaklaşımı getirmiştir. Arkasında yüzlerce yıllık kültür
birikimlerinin olduğu akraba evliliği, böylelikle, tıp sosyolojisi
konusu olarak da ele alınabilecektir.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
asram
asram

Rütbe: Moderatör
Rütbe Kademesi:Moderatör
Üyelik tarihi:28/09/08
Mesajlar:1370
Nerden: Şehr-i Hüzün !
MesajKonu: Geri: Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı EmptyPaz Ocak 25, 2009 1:10 pm

AKRABA EVLİLİKLERİ


Türkiye gibi akraba evliliklerinin yoğun olduğu ülkelerde, sakat
bebek doğumları çok sık görülmektedir. Akraba evliliklerin görülmesinin
sebepleri arasında genellikle, aileye ait mal varlığının dağılmaması,
aile bireyleri arasındaki sevgi ve saygıyı korumak, akrabaların evlilik
ve sosyo ekonomik beklentilerinin aynı olması ve karşı cinsle rahat
iletişime girememe gibi etkenler sayılabilir. Akrabalar arasında
yapılan evliliğe endogami denilmektedir.

Kalıtımın taşıyıcısı genlerdir. Bizler
nesiller öncesinden gelen atalarımızın bize hediye ettiği genetik
kalıtımla yaşama başlamaktayız. Vücudumuzun büyüyüp gelişmesi ve
çalışması genlerimizin kontrolü altındadır. Yaşamın temel taşı olan
gen’ler, bir DNA molekülündeki belirli bir özellik içeren kesitine
verilen addır. Her bir gen yada birkaç gen kümesi bizdeki bir özelliğin
bilgisini içerir. Anne ve babadan eşit olarak geçen genler, bizdeki tüm
yaşam duvarlarını örer. Genler hücrelerde bulunan kromozomların
kısımlarıdır. Dolayısıyla genler, kromozomlarla birlikte çoğalarak,
hücre bölündükçe yeni hücrelere geçerler. Kişide her genin, biri
anneden biri babadan gelmiş olan iki kopyası (aleli) bulunur. Bazen
genin bir kopyasının yapısı bozuktur ve bu bozuk kopya yüzde elli
olasılıkla çocuğuna geçer. Bozuk bir gen, kişinin bazı vücut
işlevlerinin bozulmasına neden olur.

Bir karaktere ait olan özelliğin diğerine
baskın olması halinde o karaktere baskın (dominant) gen , baskın
olmayan gen’e resesif (çekinik) gen denir. Bir karakterin çıkması, iki
aynı gen frekansının karşılaşması demektir. Eğer bir hastalığa ait gen
(resesif) anneden aktarılırken, babadan da aynı (resesif) gen ile
karşılaşırsa o hastalık mutlaka doğacak olan çocukta çıkacaktır. Eğer ,
anneden resesif gen, babadan da dominant gen karşılaşırsa bu sefer
doğacak çocuk da tıpkı anne ve babası gibi hastalığın taşıyıcısı
olacak, ama o hastalık açığa çıkmayacaktır. Aynı karakterde iki resesif
genin karşılıklı gelmesi çekinik alleller sonucu hastalık çıkar. Anne
ve babadan iki baskın gen (dominant) alan çocuk (baskın alleller) ise
tamamen sağlıklıdır.Dolayısı ile, akraba evliliklerinde aynı gen
yapısına sahip olan ailede , resesif genlerin birbirleriyle karşılaşma
ihtimalleri, daha fazla olacaktır.

Buna örnek olarak kahverengi ve mavi göz renklerini ele alalım. Kahverengi göz rengi dominant gen (baskın) olsun
, diğeri için de mavi ise (çekinik) resesif gen diyelim. Anne-babadan
birinin göz renginin mavi (m), diğerinin kahverengi (K) olduğunu
düşünelim.

Bebekler anne-babalarından kalıtımla;
kahverengi-kahverengi (KK), kahverengi-mavi (Km), mavi-kahverengi (mK)
ve mavi-mavi (mm) genler gibi dört ihtimal almış olurlar. İlk üç
durumda bebeğin gözleri kahverengi (baskın renk olduğu için), son şıkta
ise mavi (çekinik renk olduğu için) olacaktır.

KK=K Km=K mK=K mm=m
İnsanlar birçok kalıtsal hastalığın genini
taşır. Normal aile yapısında da hamilelikte çocuğun hastalıklı doğma
olasılığı %25, taşıyıcı olma olasılığı %50, genin bozuk kopyasını hiç
almamış olma olasılığı ise %25'tir. Akraba evliliklerinde aynı soydan
geldikleri için anne ve babanın aynı genin bozuk kopyasını taşıma, yani
hastalığın taşıyıcısı olma olasılığı çok yüksek olduğundan çocuklarında
hastalıkların oluşma şansı çok daha fazladır.

İşte akraba ile evlenme, zararlı baskın ve
çekinik genlerin üst üste gelerek frekanslarının çakışması sonucu
ortaya çıkma ihtimalini artırdığından genetik hastalıkların görülmesine
yol açabilmektedir. Bunların çocukta görülmesi için ana ve babanın her
ikisinin de en az bir zararlı çekinik gene sahip olması gerekir. Biraz
önceki göz rengi örneğinde olduğu gibi, mavi göz renginin çekinik
genleri, hem anneden hem babadan gelirse, çocuk mavi gözlü olacaktır.
Dolayısı ile akraba evliliklerinde aynı gen yapısına sahip olan ailede
, zararlı (resesif) genlerin birbirleriyle karşılaşma olasılığı fazla
olacaktır. Akraba ile evlenme, kalıtımla geçen hastalıkların bulunduğu
ailelerde bu yönden sakıncalıdır. Böyle durumlarda bazı çekinik genler
çakışabilecek ve böylelikle hasta çocukların doğma ihtimali artacaktır.
Hastalığın çıkması, iki resesif genin karşılık olarak bir araya gelmesi
demektir. Bilindiği üzere resesif genler hastalık taşıyan genlerdir.

Ailede genetik dağılım ,erkek ve kız
kardeşlerde, genellikle genlerin yarısı birbirinin aynıdır. Gen
ortaklarının oranları, akrabalık uzaklaştıkça küçülür. Torunlar, dede
ve ninelerin dörtte bir genine sahiptir. Yeğenlerin genleri ise,
genellikle amca ve halalarının, dayı ve teyzelerinin dörtte bir genine
eşittir. Daha uzak akrabalıklarda bu oran, kardeş çocuklarında olduğu
gibi sekizde bire düşmektedir.

Kan uyuşması çözüm müdür? Akraba
evliliğinde Kan uyuşmazlığı kan grubu ile değil kanınızdaki Rh faktörü
ile ilgilidir. Yalnızca kadının Rh - , erkeğin ise Rh + olduğu
durumlarda oluşabilir. Kan gruplarının uyuştuğu hallerde doğum
sonrasında çocuklarda kalıtımsal hastalıklar görülmüştür.Erkekte
bulunan Rh faktörünün genetik aktarımla ana karnındaki fetüste ortaya
çıkması anne ile bebek arasında bir kan uyuşmazlığının ortaya çıkmasına
neden olacaktır.

Günümüzde akraba evliliklerinde en çok
görülen hastalıklar; zekâ geriliği (fenilketonüri), Akdeniz Anemisi,
Alzeimer, Parkinson, Huntington hastalığı ve nöron ölümüdür, özürlü ve
ölü doğumlar da bu örnekler arsında sayılmaktadır.


Çocuk Doğmadan Önce Kalıtsal Bir Hastalığın Tanısı Konulabilir mi?
Gen analizi de denilen DNA analizi
yöntemleriyle artık hamileliğin ilk üç ayında birçok hastalığın tanısı
konulabilmektedir.Genetik bilimin gelişmesi ile bazı hastalıklarda daha
anne karnında müdahale çalışmaları hız kazanmıştır. Bebeğin anne
karnında içinde yüzdüğü sıvıdan, ya da beslenmesini saglayan kordondan
alınan sıvıların incelenmesiyle bir anormallik olup olmadığı % 93
oranında kesinleştirilebiliyor.Yapılan testlerde, anne karnındaki
bebeğin ense kalınlığı ölçülüyor. Bebeğin ensesinde fazla sıvı
birikmesi, doğuştan zekâ geriliği anlamına gelen Down sendromunun
habercisi olabiliyor. Ayrıca bazı kromozom bozukluklarında ve doğumsal
kalp hastalıklarında da bebeklerin ense kalınlığı artıyor. Bu
çalışmalar ilerisi için umut veren gelişmelerle devam etmektedir.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
by_pesimist
by_pesimist

Rütbe: Yeni Üye
Rütbe Kademesi:Yeni Üye
Üyelik tarihi:26/10/08
Mesajlar:261
Nerden:
MesajKonu: Geri: Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı EmptyPerş. Ocak 29, 2009 1:25 am

PaYLaŞıM için teşekkürler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Akraba EvLiLiğinin SakıncaLı SonucLarı

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Hoşgeldiniz :: ––––•(-• Her TeLden •-)•–––– :: SagLık KöşeSi -


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Türkçe Çeviri: phpBB Turkey & MasteRR BeLa
forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar